Davet - TebliğDökümanlar

Esnaflara Tebliğ Kitapçığı

“Tebliğ Hareketi”ndeki kardeşlerimiz tarafından hazırlanmış Esnaflara yönelik ticaret ahlakına dair nakil ve nasihatlerin yer aldığı davet kitapçığı… Kitapçığın PDF halini aşağıdaki linkten indirebilirsiniz.
Bismillahirrahmanirrahim

Hayırlı işler değerli esnaf kardeşim! Allah kazancını bereketlendirsin.

“Siz Allah’a hakkıyla tevekül edebilseydiniz, sizleri de kuşları rızıklandırdığı gibi rızıklandırırdı. Sabah aç çıkar akşama tok dönerdiniz” (Hadis- Tirmizi Zühd 33)

Değerli kardeşim, Rabbim sizlere hayırlı kazançlar versin. Ticaretinizi her türlü haramdan korusun. Helal lokma yemeyi ve ailenize yedirmeyi sizlere nasip etsin.
Öncelikle bu broşürü hazırlama nedenimiz, siz değerli kardeşlerimize nasihat etmek ve Allah’ı hatırlatmaktır. Yanlış şeyler yaptığınız için veya ticaretinize haram bulaştırdığınız için bu broşürü size vermiyoruz. Ancak siz de takdir edersiniz ki bazı insanlar bilerek veya bilmeyerek çeşitli haramlara bulaşıyorlar.

Allah hangi esnafları sever?

Öncelikle biz Müslümanlar olarak, dünyaya geliş amacımızın ancak ve ancak Allah’a ibadet etmek olduğunu biliyoruz. Bu amaç bütün hayatımızı kapsar ve her işimizde görülür. Bir Müslüman hiç bir zaman bu amacını unutmamalı ve Allah’ın rızasını kazanmak için uğraşmalıdır. Allah bize sadece namaz kılıp oruç tutmayı değil, İslamı, hayatımızın her alanında yaşamayı emretmiştir. İslam, hayatın tüm yönlerini (sosyal, siyasi,ekonomik,hukuki) kapsayan bir dindir.

Allah’ın rızasını kazanmak için namaz kılıp, oruç tuttuğumuz gibi günlük yaşantımızda, işimizde, aile hayatımızda da Allah’ın emirlerine uymalı ve İslam ahlakıyla ahlaklanmalıyız.
Allah, kendi emir ve yasaklarına uyan, kendi rızası için çalışan ve İslam ticaret ahlakıyla iş yapan esnafları sever ve onlardan razı olur.
Ticaretin kurallarını kim belirleyecek?

Her esnaf kendi kafasına göre iyi ya da kötüyü belirleyebilir mi? Ya da o ülkenin önde gelen liderleri mi? Ya da müşteriler mi gelenek görenek mi?
Eğer ticaretin kurallarını her esnaf ya da müşteri kendi kafasına göre belirleyecek olsaydı çok büyük zulümler ve hak gaspları ortaya çıkardı.

-Bu dünyayı kim yarattı?
-Allah.
-İnsanı kim yarattı?
-Allah.
-Alıp sattığımız malları, içtiğimiz suyu, yediğimiz sebze meyveleri kim yarattı?
-Allah.

“Görmedin mi Allah gökten su indirdi. Onunla renkleri çeşit çeşit meyveler çıkardık……” (Fatır suresi 27.ayet)

İslam dininde neyin iyi neyin kötü, neyin doğru neyin yanlış olduğunu; bizi de bizim yiyip içtiğimiz, kullandığımız rızıklarımızı da Yaratan, bize her türlü rızkı veren, her şeyi bilen Allah belirler. Bizi ve bizim için gerekenleri en iyi bilen Allah’tır. O halde her Müslüman Allah’ın istediği gibi yaşamalı ve Allah’ın istediği gibi ticaret yapmalıdır.

Allah’tan rızık isteyen, hastalanınca şifa isteyice, dara düştüğü zaman yardım isteyen insan, Allah’ın insanların hayatına müdahale etmesini kurallar koymasını neden istemez?

İnsanların çoğu; “Allah sadece bize türlü türlü rızık versin ancak hayatımıza karışmasın, biz istediğimizi yapmak istiyoruz” demektedir adeta. Ancak Allah, bu anlayışı asla sevmiyor ve bu anlayışa sahip olan insanlara azap edeceğini bildiriyor.
Ancak İslamı bilen ve kabul eden insanlar, Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak ticaret yapmanın hem dünya hem ahirette çok karlı olacağını bilir ve buna göre davranır.

Değerli Kardeşim;
Hayatımızın her alanında Allah’ın emirlerine uymalıyız. Biz Allah’a aidiz. Onun kuluyuz ve kul ancak Rabbinin emirlerine itaat eder ve O’na isyan etmez. Allah bizi bizden iyi tanır ve bizim iyiliğimizi ister. Emirleri ve yasakları daima bizim iyiliğimiz içindir.

Müslüman esnaf, ticaret yaptığı alanda bilgi sahibi olmalıdır. Ticaret yaptığı konunun fıkhını bilmelidir. Neyin haram neyin helal olduğunu öğrenmelidir. Yoksa farkında olmadan harama bulaşabilir. Hz. Ömer çarşı pazarda dolaşır ve insanları uyararak şöyle derdi; “Çarşımızda ancak ticaret konusunda bilgi sahibi olanlar alışveriş yapabilirler. Aksi halde kişi istese de istemese de faize girer”

Allah-u Teala ticarette nelere dikkat etmemizi ister?

1) Rızkı kazandıran tüccarın ticari zekası değil Allah’tır. Her canlıya rızkını Allah verir. Diğer her şey vesiledir.

“Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah’ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir.(Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz’da) dır.”(Hud suresi 6.ayet)

2) Allah, ticaretimize faizin bulaşmasını istemez.

Faiz almak, vermek, faiz oranı düşük de olsa kredi çekmek, faiz parasını yemek veya onunla eşyalar almak haramdır. Faiz büyük günahlardandır.

“Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar.Bu hal onların “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Hâlbuki Allah,alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmiste olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, iste onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar.“Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez”(Bakara suresi 275-276. ayet)

3) Allah insanları aldatmanızı, yalan söylemenizi sevmez.

“Bizi aldatan bizden değildir” (Hadis-Taberani)

4) Allah, Cuma namazı vakti ile namaz bitimi arasında ticaret yapmamızı istemez.

“Ey inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah’ı anmaya kosun; alım satımı bırakın.”(Cuma suresi 9.ayet)

5) Allah, ticaret yaparken bile kendisini unutmamamızı ister.

“Onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan Alıkoymadığı insanlardır.” (Nur suresi 37.ayet)
“Ey inananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın.” (Münafikun suresi 9.ayet)

6) Allah, haram olan şeyleri alıp satmamızı istemez. İçki, sigara, müstehcen içerikli dergi, gazete,cd’lerin stılması haramdır.

“Mü’minler arasında ahlâksızlığın ve edepsizliğin yayılmasını isteyenleri gerek dünyada ve gerekse âhirette acıklı bir azap beklemektedir.” (Nur suresi 19.ayet)

“Allah içkiye 10 yönden lanet etmiştir…… ‘İçkiyi satana’……” (Hadis-Ebu Davud 3674)

7) Allah işçinin hakkını zamanında vermemizi ister.

“İşçiye, teri kurumadan ücretini veriniz.” (Hadis-ibn-i mace)

8) Allah kazancımızdan zekat ve sadaka vermemizi ister.

Zekat İslamın şartlarındandır ve çok önemli bir farzdır.

“Namazı tam kılın, zekatı hakkıyla verin ve rüku edenlerle birlikte rüku edin” (Bakara suresi 43. ayet)
“Sadaka suyun ateşi söndürdüğü gibi sadaka da günahları yok eder” (Hadis-Tirmizi)

9) Allah, para biriktirmek için çalısmamızı istemez.

“Ey iman edenler!… Altın ve gümüsü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, iste onlara elem verici bir azabı müjdele!. (Bu paralar) cehennem atesinde kızdırılıp bunlarla onların alınları, yanları ve sırtları dağlanacağı gün (onlara denilir ki): “İste bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta olduğunuz seylerin (azabını) tadın!” (Tevbe suresi 34.-35. ayet)

10) Allah, olası zarar ya da iflas gibi durumlarda isyan etmemizi istemez.

“Yeryüzünde vuku bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmıs olmasın. Süphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. (Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah’ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenip böbürlenen kimseleri sevmez.” (Hadid suresi 22.-23. ayet)

Müslüman esnafın ticaret ahlakı:

1. Müslüman İyi Niyetlidir

İmam Gazzali, Müslüman tüccarın sahip olması gereken iyi niyetle ilgili şunları söyler: “Ticarete atılırken iyi niyetli ve sağlam inançlı olmak gerekir. İnsan yapacağı ticaretle, dilenmekten kurtulmak, helâlleyetinip insanların elindekine göz dikmemek, kazanacaklarıyla hem dinine hem de ailesine sahip çıkmayı amaç edinmeli. “

2. Müslüman İşine Erken Koyulur

Rızk uğrunda erken davranmak gerekir. “Rasûlullah (s.a.v.) söyle dua ederdi: “Allah’ım! Gündüzün ilk vakitlerini ümmetim için bereketli kıl.” (Hadis- Tirmizi)

Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.) bir yere bir seriyye veya bir ordu göndereceği zaman, onu günün erken vaktinde yola çıkarırdı. Sahr adlı bir tüccarın isine erkenden basladığı ve bu sayede zengin olduğu rivayet edilir. Bu zenginliğin sebebi, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) duasının kabulü şeklinde yorumlanmıstır.

3. Müslüman Pazara Girdiğinde Allah’ı Anar

Hz. Ömer’den nakledilen bir hadise göre Hz. Peygamber (s.a.v.) söyle buyurmustur: “Kim ki pazara girerken ‘Allah’tan baska ilah yoktur, O’nun ortağı yoktur, mülk O’na aittir, hamd sadece O’nadır. O dirilten ve öldürendir. Ancak O diridir, ölmeyecektir.Tüm hayırlar O’nun elindedir. O her şeye gücü yetendir” derse, Allah ona binlerce iyilik yazar, binlerce kötülüğünü siler, onun derecesini kat kat yükseltir.” (Hadis-Tirmizi)

Hz. Ömer pazara girdiğinde söyle dua ederdi:
“Allah’ım! Küfür, fısk ve pazarda yaygın olan kötülüklerden sana sığınırım. Allah’ım! Günaha sokan yeminden ve zarar ettiren satıştan sana sığınırım.”

  1. Müslüman Karşılastığı İnsanlarla Selamlaşır

Karşılastığı kisiye selam vermek Hz. Peygamber’in (s.a.v.) sürekli uyguladığı sünnetlerdendir. Abdullah bin Amr’dan (r.a.) nakledildiğine göre, “Bir adam, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) “Müslüman için en güzel davranış nedir?” diye sorar, Hz. Peygamber de (s.a.v.), “İnsanlara ikramda bulunup yedirmen, karsılastığın kişilere -tanısan da tanımasan da- selam vermendir” diye cevap verir.” (Hadis-Buhari)

5. Müslüman Ticaretinde Hoşgörülü Olur

Alışverişte karşı tarafa hoşgörülü davranıp kolaylık göstermek, İslâm’ın istediği bir davranış şeklidir. Bu konuda çok sayıda hadis rivayet edilmistir. Bunlardan bir kaçını şöyle sıralayabiliriz:

“Allah Teâlâ alırken, satarken ve ödemede bulunurken kolaylıklık gösterene merhamet eder.” (Hadis-buhari)
“Sizlerden önce yasamış olan bir kişi, alırken, satarken ve tahsilât yaparken kolaylık gösterdiğinden dolayı Allah onu bağısladı.” (Hadis-Tirmizi)
“Yüce Allah satarken, satın alırken, tahsilât yaparken ve borçlarını öderken kolaylık gösteren kişiyi cennete koyar.” (Hadis- Nesai)

Değerli kardeşim! Bir hak talebinde bulunurken oldukça nâzik ve kibar davran; tahsilatta hoşgörü bu sekilde olur. Ödeme güçlüğü çeken borçlu konusunda ise Yüce Allah şöyle buyurmustur: “Borçlu darlık içinde ise, rahata çıkıncaya kadar bekleyin. Bağışta bulunmanız sizin için daha hayırlıdır. Bunu bir bilseydiniz.” (Bakara suresi 278-280)

Bu âyet, her ne kadar faiz borcuyla ilgili olarak nazil olmus ise de diğer borçlar için de geçerlidir. Dolayısıyla borçlu sıkıntıda ise ona süre tanımanın gerekli olduğu ortaya çıkmaktadır.

6. Müslüman Dürüst ve Güvenilir Kisiliğe Sahiptir

Doğruluk ve dürüstlük müslümanın bütün davranışlarında bulunması gereken bir özelliktir.
“Doğru ve güvenilir tüccar, âhirette nebîler, sıddîklar ve şehitlerle birlikte olacaktır.” (Hadis-Tirmizi)

7. Müslüman Güzel Ahlâk Sahibidir

Güzel ahlâk, İslâm’ın getirdiği temel ilkelerdendir. Onun İslâm’da çok büyük yeri vardır. Yüce Allah, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) güzel ahlâklı olduğunu bildirerek O’nu şöyle övmüstür.

“Ve süphesiz sen, pek büyük bir ahlâk üzeresin.” (Kalem suresi 4.ayet)

Güzel ahlâkın önemine dair Hz. Peygamberden (s.a.v.) çok sayıda hadis rivayet edilmistir.

8. Müslüman Ölçü ve Tartıda Hile Yapmaz

Yüce Allah, ölçerken ve tartarken dürüst olunmasını emretmis ve bu konuda çok sayıda ayet göndermistir.

“Ölçtüğünüz zaman ölçüyü tam tutun ve dosdoğru bir tartıyla tartın; bunu yapmanız, daha hayırlıdır ve sonuç bakımından daha güzeldir.” ( İsra suresi 35. ayet)

Yüce Allah, ölçü ve tartı aletleriyle oynayarak bu sayede eksik tartmayı yasaklamıstır. Allah Teâlâ söyle buyurur:
“Eksik ölçüp tartanların vay haline,ki onlar, insanlardan ölçerek aldıklarında noksansız alırlar. Kendileri onlara ölçtüklerinde veya tarttıklarında eksiltirler. Yoksa onlar, o büyük günde, diriltileceklerini sanmıyorlar mı? İnsanların, âlemlerin Rabbi için kalkacağı günde.” (Mutaffifin suresi 1-6. ayet)

9. Müslüman Alışveriş Yaparken Sadaka Verir

Alışveriş yapanların yemin, boş söz ve yalana çokça basvurmaları sebebiyle Hz. Peygamber (s.a.v.) onlara islemlerini sadaka ile süslemelerini önermistir. Çünkü sadaka bu tür hoş olmayan sözler sebebiyle meydana gelen günahları yok eder, böylece Allah’ın gazabını gidermiş olur.

Kays b. Ebû Garze (r.a.) anlatıyor:Bir gün, Hz. Peygamber (s.a.v.) bize uğradı -ki o dönemde bize “simsar” denirdi- ve “Ey tüccarlar! Satış işine şeytan ve günah bulaır, siz alış verişinize sadaka karıştırın” buyurdu”.(Hadis- Ebu Davud)

10. Müslüman Verdiği Sözde Durur

Kur’an-ı Kerim’in birçok ayeti ve Hz. Peygambe-rin (s.a.v.) birçok hadislerinde verilen sözün yerine getirilmesi emredilmiş, sözde durma teşvik edilmiş, verilen sözün yerine getirilmemesi durumu da kötülenmiştir. (Sözünde durmamanın bir münafıklık alameti olduğunu unutmayalım.)

11. Müslüman Gerektiğinde Sattığı Malı Geri Alır

Değerli işadamı kardeşim! Biri senden herhangi bir mal satın alıp da pişman olur ve sözlesmeyi bozup malı geri vermek isterse (ikâle) sen o kişinin teklifini kabul edip parasını iade et. Umulur ki bu sebeple Yüce Allah da âhirette senin günahlarını siler.

12. Müslüman Felâkete Uğrayana Ödemelerinde Kolaylık Sağlar

Değerli tüccar kardeşim! Sana borcu olan bir kisi yangın, sel vb. âfetlere maruz kalmış ve borcunu ödeme konusunda zorlanıyorsa ona acı ve onun için kolaylastırıcı ol. İslâm âlimleri, asırı soğuk, asırı sıcak, sel ve çekirge istilası gibi karşı konulup tedbir alınması mümkün olmayan, ürün ve bütün birikimleri yok eden her türlü semâvi âfeti felâket kapsamında saymışlardır. Kisi ister bu felâketin geleceğinden haberdar olsun ister olmasın fark etmez. Bir kısım İslâm bilgini savaş gibi semâvi olmayan bazı olayları da âfet olarak kabul etmistir. Atâ b. Ebî Rabah söyle diyor: Yağmur, soğuk, çekirge istilası, kasırga ve yangın gibi yakıp yıkan her sey felâkettir.”

13. Müslüman Ticarî İşlemlerinde Yeminden Kaçınır

Birçok işadamı alışveriş yaparken en basit konularda bile yemin ediyor fakat daha sonra gereğini yerine getirmiyorlar. Bilmiyorlar ki kisi iyi niyetli, yani yemininin gereğini yerine getirme kararlılığında olsa dahi, fazla yemin etmek mekruhtur. Zira Yüce Allah, “yeminlerinizi koruyunuz” buyurmustur.(Maide suresi 89. ayet) Bu ayet, “bos yere yemin etmeyin. Siz yemin etmeyip kendinizi yükümlülük altına sokmadığınız sürece sorumlu olmazsınız” seklinde tefsir edilmistir.

Hz. Peygamber (s.a.v.) alışveriş ve diğer muâmelelerde çok fazla yemin etmeyi yasaklamıstır. Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber’i (s.a.v.) işittim, diyordu ki: “(Ticarette yalan) yemin, (tüccarın zannınca) mala rağbeti artırır. (Halbuki gerçekte) kazancı giderir.” (Hadis-Buhari) Başka bir hadiste de Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmustur: Alıs veriste fazla yeminden kaçının. Çünkü yemin sürümü artırır, fakat bereketi giderir.” (Hadis- Muslim)

14. Müslüman Kimseyi Dolandırmaz

İslâm’ın alışverişle ilgili en önemli prensiplerinden biri, bütün yönleriyle dolandırıcılığın yasaklanmış olmasıdır. Dolandırıcılığın haram olduğunu gösteren çok sayıda delil vardır.

“Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.v.) pazarda dolaşırken bir gıda maddesi yığınının yanına yaklaşıp elini içine daldırdı. Eli ıslanınca satıcıya: “Bu nedir?” diye sordu. O da “Ya Rasûlallah! Yağmurdan ıslandı” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.), “İnsanların görebilmesi için o yas kısmı üste getirseydin ya; bizi aldatan bizden değildir!” buyurdu. (Hadis-Muslim)

15. Müslüman Sattığı Maldaki Ayıbı Açıklar

Satıcının -eğer varsa- malındaki ayıp ve kusuru müşteriye bildirmesi gerekir. Müşteri malın durumundan haberdar olduktan sonra o malı alırsa, satıcının bunda artık bir sorumluluğu kalmaz. Hz. peygamber (s.a.v.) bir hadisinde söyle buyurmustur:
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir; dolayısıyla bir Müslümanın diğer bir Müslüman kardeşine bir malı, o malın ayıbını beyan etmeden satması caiz değildir.” (Hadis-İbni Mace) Kusurlu bir malı, onun kusurunu bildirmeden satmak bir tür dolandırıcılıktır. Dolandırıcılık ise İslâm’da haram kılınmıştır.

16. Müslüman Bulduğu Malı Sahibine İade Eder

Buluntu mallarda aslolan, şayet değerli ise, onun belirlenip sahibine ulasmak üzere ilân edilmesidir. Fakat mal, bazı meyvelerde olduğu gibi değersiz ve çabuk bozulan türden ise onu ilan etmek gerekmediği gibi, bulanın ondan yararlanması da caizdir.

Enes’in (r.a.) anlattığına göre Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün yolda yürürken yerde bir hurma tanesi görür ve şöyle der: “Eğer sadaka olduğundan korkmasaydım onu yerdim.” (Hadis- Buhari) Bu hadisten, değersiz buluntu malların sahiplenilebileceği anlasılmaktadır. Değerli mallar konusuna gelince, onların bulunması durumunda bir yıl ilan edilmesi gerekir.

17. Müslüman Müsteri Kızıştırmaz

Kisinin gerçek alıcı olmadığı halde, müsteriyi yanıltıp fazla fiyat vermesini sağlamak için malın fiyatını yükseltmesi işlemine müşteri kızıştırma (neces) denir. Müsteri kızıştırmak, “Hz. Peygamber (s.a.v.) müşteri kızıştırmayı yasakladı” hadisi (Hadis-Buhari) ile haram kılınmıstır. Bu konuda Ebû Hureyre’den (r.a.) nakledilen diğer bir hadis de söyledir: “Hz. peygamber (s.a.v.) ehirlinin köylü adına alış veriş yapmasını yasaklar ve müşteri kızıştırmayınız, hiç kimse kardeşinin pazarlığı üzerine pazarlık yapmasın buyururdu.” (Hadis-Buhari)

18. Müslüman Müşterinin Bilgisizliğini İstismar Etmez

Hz. Peygamber (s.a.v.), yabancılık veya baska sebeplerle piyasadaki fiyatlardan haberi olmayan müterilerin bu bilgisizliğinin istismar edilmesini yasaklamıstır. Bunun bir sonucu olarak Hz. Peygamber (s.a.v.) sehirlinin köylüyü henüz pazara ulasmadan yolda karşılamasını yasakladı. Çünkü bu iste köylünün piyasa fiyatları konusundaki bilgisizliğinin istismarı ve sehirlinin sıkıntıya sokulması durumu söz konusudur. Konuyla ilgili olarak Hz. Peygamber’den (s.a.v.) çok sayıda hadis rivayet edilmistir. Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor: “Hz. peygamber (s.a.v.) malı yolda karşılamayı ve şehirlinin köylü adına satış yapmasını yasakladı.” (Hadis-Buhari)

19. Müslüman Rüşvet ve Hediye Vermekten Kaçınır

Hadis kaynaklarında rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v.) Ezd kabilesinden İbn Utbiyye adlı kisiyi zekât toplamakla görevlendirir. O zekâtı toplayıp getirince Hz. Peygamber’e (s.a.v.) şöyle der: “Bu size zekât olarak verilen; bu da bana hediye olarak verilen maldır.”Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun üzerine minbere çıkar Allah’a hamd ettikten sonra söyle hitap eder: “O görevliye ne oluyor ki, biz onu zekât toplamakla görevlendiriyoruz, sonra gelip ‘bu sizindir, bu da benimdir’ diyor?” Bu adam (zekât toplamakla görevlendirilmeyip de) babası veya annesinin evinde oturuyor olsaydı yine de kendisine hediye verilecek miydi? Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki; Zekât toplamakla görevlendirilmiş kişilerden herhangi biri o maldan haksız bir sey alırsa, kıyamet günü kesinlikle o kişi çaldığı mal boynunda yüklenmiş olarak hesap verir. Çaldığı hayvan deve ise, inleyerek; sığır ise, böğürerek; koyun ise de meleyerek huzur-i mahşere getirilirler.” (Hadis-Buhari)

Rabbim ticaretinize bereket katsın. Şu üç günlük dünya için bizleri harama bulaştırmasın. Bizleri haram kazanmaktan, harama harcamaktan ve evlatlarımızın boğazından haram lokma geçirmekten korusun.
Selametle…

Esnaflara Tebliğ Kitapçığı – PDF İNDİR

 

Benze Yazılar

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu