KitapKültür

Gazze’nin Gözyaşları – Mads Gilbert & Erik Fosse

Gazze’nin Gözyaşları kitabı, son zamanlarda Gazze Şeridi’nde var olan savaşın, aslında yıllardır süregelen bir katliamın devamı niteliğinde olduğunu gözler önüne seriyor. İsrail’in Gazze’den işgalci askerlerini çekmesinden birkaç yıl sonra, 2008 yılında Gazze’ye yönelik saldırılarda, pek çoğu kadın ve çocuk olmak üzere resmi rakamlara göre 1400 Filistinli öldürülmüştü.

Abluka altında olan Gazze’ye Norveçte’ki bir hayır kurumunun (NORWAC) gönüllüleri olarak gitmek isteyen iki doktor, hem Filistinli doktorlara yardımcı olmak hem de hastaneler için gerekli tıbbi ve cerrahi ekipmanları ulaştırmak amacıyla yola koyulurlar. Yıllardır sıcak savaş bölgelerinde hekimlik yapmış anestezi uzmanı Mads Gilbert ve NORWAC’ın başkanlığını yürüten aynı zamanda bir göğüs cerrahisi uzmanı olan Erik Fosse, sınırda yaşadıkları bütün sıkıntı ve engellere rağmen Gazze’ye başarıyla ulaşırlar.

Bir yandan yaralıları iyileştirmeye çalışırken diğer yandan da tanık olduğu korkunç manzarayı fotoğraflayarak belgelemeye çalışan doktorlar, patlamaların kesildiği, arkadaşlarının kısa da olsa dinlenmeye çekildiği ve internet ulaşımının olduğu zamanlarda, batılı haber ve medya kuruluşlarına mail atarak bu vahşetin haberlerini yapmaya ve basına röportaj vermeye başlarlar. Savaş boyunca yaşanan yıkım ve vahşetin Batılı tek görgü tanıkları olan Erik Fosse ve Mads Gilbert’in doktorluğun yanı sıra gazetecilik de yapmaları, sosyal medyanın şimdiki gibi yaygın olmadığı 2009 gibi bir yılda, hiç şüphesiz çok önemliydi.

Gilbert savaş boyunca şahit olduklarını, dünyaya şu sözlerle aktarıyor:
“Kalbi ve gücü olan hiç kimse Şifa’da bir gece geçirdikten sonra Filistinli insanların katledilmesine son vermek konusunda ikna olmadan buradan ayrılmaz. Ama kalpsiz ve merhametsiz olanlar Gazze’deki saldırı üzerinden planlar ve hesaplar yaptılar. Kan nehri önümüzdeki gece de akmaya devam edecek. Ölüm çanlarının sesini duyabiliyorum. Lütfen! Ne yapabiliyorsanız yapın! Bu kesinlikle böyle devam edemez.”

Bir batılı olarak bu yaşananlardan her zaman utanç duyduğunu söyleyen Mads Gilbert, bir yandan Şifa Hastanesi’ndeki gönüllü hekimlik görevini yerine getirirken diğer yandan kulağını bu zulme kapayan ülkelere Filistin’in sesini duyurmak için tüm yolları deniyordu. Onun çabaları sayesinde Oslo’da, Paris’te bu saldırılara son verilmesi için protestolar yapılmış ve Filistin’e destek mesajları gönderilmişti.

Şifa Hastanesş’ndeki tıbbi kaynakların sınırlılığına karşın hasta sayısının her geçen gün artması, daha basit anestezi yöntemi seçilerek ya da hatta bazen anestezi yapılmadan gerçekleştirilen ameliyatlar, hastalar gibi doktorların da dayanma gücünü kırıyordu. Bu kısıtlı imkanlar dahilinde var güçleriyle çalışan Gazzeli doktorlar karşısında ne kadar hayranlık duyduğunu getiren Gilbert, yaşadığı şok etkisini şu sözlerle aktarıyor:
“Hiç zaman yoktu, bunun farkındaydım. Odaklan, odaklan, odaklan. Dikkatimi dağıtan tüm düşünceleri ve duyguları bir kenara bırakmalıydım. Aktif ol. Zihnin açık olsun. Yapacak doğru işleri bul. Faydalı ol. Peki ama bütün bunlar hiç bitmeyecek miydi? Böyle devam edebilir miydi.? Kimse bunu durdurmayacak mıydı?”

Gilbert bugün, Gazze Şifa Hastanesi’nde belirli aralıklarla hekimlik yapmakta ve Gazze Kudüs Hastanesi’nin “Hayat Kurtaran Travma Tedavisi” bölümünde acil tıp hizmetleri vermeye devam etmektedir. Gilbert’in belli aralıklarla 16 yıldır hizmet vermekte olduğu Şifa Hastanesi’nin birçok polikinliği, Hamas’ın askeri üs olarak kullandığı bahanesiyle 10 Kasım 2023 tarihinde İsrail tarafından bombalanmıştır.

Mads Gilbert ve Erik Fosse’nin beraber kaleme aldıkları Gazze’nin Gözyaşları kitabı, Gazze’nin en büyük sağlık yerleşkesi Şifa Hastanesi’nde gerçekleştirilen katliamı bütün açıklığıyla görmek isteyen herkesin; özellikle de kutsal olan bir mesleği icra edecek olan tıp öğrencilerinin “Okunması Gerekenler” listesinde yer almalı…

Kitaptan bazı alıntılar;
  • “Yaşama döndürme girişimlerimizi sonlandırdık. Yatağın kenarına çömeldim, eldivenlerimi çıkardım ve elimi çocuğun alnına koydum. Dünyadan bu şekilde yalnız başına ayrılmamalıydı. Tenini tenimde hissettim. Hala sıcaktı ve barut kalıntısı kokuyordu.”
  • “Savaşın devam ettiği her gün, daha fazla çocuğun hayatı harap oldu. Ya hayatlarını ya kollarını ve bacaklarını ya da ana babalarını kaybettiler.”
  • “Tarih bize, ne zaman insanlar değerlerine zarar vermek için harekete geçmeye çalışsa canavarlaşmanın bir ön koşul olduğunu gösteriyor.”
  • “Eğer umudumuzu yitirirsek, her şeyi yitiririz.”
  • “Savaş alanında yatan ölünün kanı sadece toprağı lekelemez, aynı zamanda uzaktan kumanda kolu ve o uzaktan kumandayı kullanan ele de sıçrar.”
  • “Kuşkusuz güçlü insanlar. Toprağın altından canlı canlı dört gün gömülü kalmak… Depremlerden sonra dünyanın her yerinde bu tür hikayeleri görürsünüz. Gazze doğal bir felaketin değil, yüzde yüz insan yapımı bir depremin kurbanıdır; akla hayale gelmeyecek ölçekte, titizlikle planlanmış ve vahşice uygulanmış bir planın kurbanı.”

 

Benze Yazılar

Bir Cevap Yazın

Başa dön tuşu