Yoksa Kalbin Ölü Mü?
Kardeşlerim, eğer bize kalbimizdeki atardamarlarımızdan birinin ya da birkaçının tıkandığının haberi verilse
Bu durumda hayatın sürmeyeceğini bildiğimiz için, varlığımızın her bir kuruşunu, hayatımızın her bir anını bir çare peşinde koşarak harcardık.
Oysa ki, Hz.İbrahim (as) bizlere bir kalbin ölümünün gerçek anlamını şöyle öğretti.
Kalp atmayı bırakınca ya da kolesterol yüzünden tıkandığında değil
Bir kalbin gerçek ölümü imandan, inançtan yoksun olduğu zamandır. İslamla olan ilişkini kesmeye başlarsın. İşte kalp ölümünün gerçek anlamı budur.
İbrahim (as) bizlere Allah’ın kıyamet gününde sadece temiz kalpleri kabul edeceğini söylüyor.
Bu ürkütücü bir ayet kardeşlerim.
Aynı şekilde, Allah bize kalplerimizi saf, bozulmamış, selim olarak ödünç verdi.
Yine aynı saf, bozulmamış, selim haliyle Allah’a dönmemiz bekleniyor.
Aksi takdirde, Allah bunu kabul etmeyecek.
Peki, tertemiz, bozulmamış kalp nedir?
Allah’ın ondan başka hiçbir şeyi kabul etmeyeceği kalptir.
Atalarımızın verdiği tanımlara bir göz atalım.
Müfessir Mücahid tefsirinde, selim bir kalp Allah’a karşı hiçbir şüphesi olmayan kalptir diyor.
Ebu Katada ise temiz bir kalbin içinde hiç kuşku, inançsızlık olmadığını söylüyor.
İşte bu halis tevhid ve kusursuz İslamdır.
Selim bir kalp samimidir,içtendir. Gösteriş yapmak istemez. Yalnızca Allah içindir.
Hz. Osman, temiz kalbi bid’atten uzak ve Peygamberimizin(sav) yolunda ve sünnetinde huzur bulan kalp olarak açıklıyor.
İmam İbn Kayyim,el-Cevabü’l- Kafi kitabında, bütün bu mükemmel farklı ifadeleri toplayıp, inci boncuk sıralar gibi sıralayıp iki cümlede der ki:
Bir müslümanın kalbi, 5 farklı hastalıktan kurtulmadıkça tertemiz, saf kalp olamaz.
Peki bunlar nedir?Allah’a hesap vermeden önce temizleme işlemine başlayalım kardeşlerim. Sadece temiz kalpler kabul edilecek. Peki bu 5 şey ne? İbn Kayyim diyor ki:
Kalp, yalnızca şu 5 şeyden arındığı zaman halis bir kalp olur.
Birincisi, tevhide, Allahın birliğine ters düşen şüpheden arınınca,
İkincisi, sünnete ters düşen bid’atlardan kurtulunca,
Üçüncüsü, farzlara aykırı olan haram isteklerden uzak olunca,
Dördüncüsü,hatırlamaya ve uyanıklığa ters düşen uykudan ve gafletten kurtulunca,
Beşincisi, samimiyetle,içtenlikle çelişen heveslerden,isteklerden arınınca gerçek halis,saf bir kalp olabilir.
Eğer bunları akılda tutmakta zorlanırsak,sadece tek şu cümleyi hatırlayalım. Temiz kalbin ne olduğunun özeti olarak. Temiz bir kalp tamamen Allah için olan kalptir diyebiliriz.
İşte bu kalb-i selimdir.
İnançsızlığa,küfre,şirke ve bid’atlara içinde yer olmayan kalptir.
Şüphecilerin, güvenilmez argümanlarından, münafıkların riyakarlığından etkilenmeyen kalptir.
Batının ya da doğunun farklı yöntemlerinden,ideolojilerinden,felsefesinden ve -izm’lerinden etkilenmeyen bir kalptir.
Kişilerin dikkatini çekmeye çalışan değil, sadece Allah’ın ilgisini isteyen bir kalptir.
Kişinin başka müslümanlarla 3 günden fazla küs kalmasına, onları boykot etmeye izin vermeyen bir kalptir. Bu selim bir kalptir.
Kinden, fesattan, garezden, hasetten uzak olan kalptir. Başka insana gelen bir iyiliği gördüğünde, eş, araba ya da ev olabilir, Elhamdülillah Rabbim ona daha da fazla ver. Bu onun için faydalı der.
Kötülükle,hastalıkla,başarısızlıkla ve dinden uzak olan biriyle karşılaşınca, bu kişi için dua eder. Rabbim ona yol göster, onu ıslah eyle,sıhhat nasip eyle. Bu tertemiz, saf kalptir.
İlginç olan şey ise Kur’anın tamamında temiz kalp konusundan sadece iki kez bahsedilir. Bu konuyla bitireceğiz.
Birincisi de ikincisi de Hz.İbrahim(as) hakkında.
İlki, Şuara suresinde, İbrahim(as) bizlere diyor ki: Kıyamet gününde insanlara malları ve çocukları fayda vermeyecek. Allah’a selîm (selâmete ermiş) kalple gelenler hariç.
Bir de Saffat suresine bakalım.İbrahim(as) ne söylüyor? Allah ne buyuruyor? O, Rabbine selîm bir kalp ile gelmişti.(Saffat, 84)
Şuara suresindeki ayette, İbrahim(as) bize sadece selim bir kalbin yardım edeceğini söylüyor.Saffat suresinde ise Allah İbrahimin(as) selim bir kalple geldiğinden bahsediyor.
Bu yüzden,kardeşlerim, kalbinizin pitonların, yılanların evi olmasına izin vermeyin. Kinin ve kıskançlığın sığınağı olmasına izin vermeyin.
İnsanlardan nasıl intikam alacağım diye düşünmeyin. Vahşi hayvanların barınağı olmasın.
Kalbinizi,sizi yakan ateşle dolu bir ocak haline getirmeyin. Yalnızca kendiniz zarar göreceksiniz.
Bu sebeple, uyumadan önce her gece ilk olarak Allah’la olan ilişkimizi, sonra da insanlarla olan ilişkimizi gözden geçirelim.
İşlediğimiz günahları düşünelim,tevhidimize bulaşan şirkin etkilerini,yöntemimize giren bid’atları
Peşinde koştuğumuz hevesleri düşünelim. Allah’tan bağışlanma dileyelim.
Sonra,insanlara yönelelim. Üzdüğün insanlar, seni üzen insanlar hakkında düşünelim.
Allah’ın da seni selim bir kalple affedeceği umuduyla insanlardan teker teker özür dilemeye başlayın.
Ali Hammuda
Çeviri: gencmuslumanlar.com