Yusuf Suresi Tefsiri 47. Bölüm – Nouman Ali Khan
Nouman Ali Khan’ın yaptığı Yusuf Suresi Tefsiri 47. Bölüm. Bu derste Yusuf Suresi 78. ayet ve 79. ayet tefsirleri yapılıyor.
Allah istediği kişiye güç ve onur vermeyi istediği zaman…
Abileri şimdi kardeşleri Yusuf’a, ki çok da uzun olmayan bir zaman önce güçsüz idi. Onların gözünde saygı da duyulmuyordu. Şimdi ise ironiye bakın, az önce hırsız dedikleri o kardeşlerine, ki birine hırsız demek aşağılayıcı bir şey değil mi? Kendini savunacak gücü de yoktu ve yapmadı bunu o zaman. Yani onların gözünde gücü ve saygısı yoktu. Değil mi? Şimdi ise sözlerindeki ironiye bakın. “Güç ve saygı sahibi olan”. “Bakan”, “El aziz”, çıkıyor ağızlarından. Yani sen istesen de istemesen de, Allah istediği kişiye güç ve onur vermeyi istediği zaman sen onlara o güç ve onuru verdiğini fark etmezsin bile. İsteyerek Yusuf’a (as) asla saygı duymazlar ve gücünü kabullenmezlerdi. Bilselerdi. Bilseler bunu yapmazlardı. Şimdi ise tevazuyla ona yaklaşıyorlar.
Allah bu bir ifadeyle olayları olağanüstü bir şekilde terse çeviriyor.
Karakter içinde olduğun durumların ürünü değildir.
Yani, onlar “Biz seni iyilik yapan birisi olarak görüyoruz” dediklerinde, ki bu cümleyi Yusuf’a (as) ikinci kez söylenirken görüyoruz. Rüyalarını yorumlatacak hapisteki iki adam, ondan bunu isteyenler de “Biz seni iyilik yapan biri gibi gördük” demişlerdi. Şimdi bu makamdayken de “Seni iyilik yapan biri gibi görüyoruz” diyorlar. Bu tesadüf de değil, ben bunlara yankı diyorum. Yani aynı kelimelerin birebir tekrarlanması. Değil mi? Önceki bir ifadenin yankısı. Bir dakika, bunu duydum önceden. Bunu Yusuf’a biri söylemişti. Hapisteki o iki adam demişti bunu, şimdi bunun bir yankısını bu ayette görüyoruz.
Bu ne demek peki? Karşılaştırmalı bakacak olursak birinde Yusuf tamamen güçsüz bir halde bir hapiste, hücrede. Şimdi de Mısır’ın tamamındaki en güçlü adam. Yani birinde bir insanın olabileceği en aşağı seviyede, diğerinde de Mısır toplumunda birinin gelebileceği en üst seviyede. Değil mi?
Hayatta en düşüğü o, en yükseği de o, değil mi? Ve bu iki senaryoda da onu gözlemleyen herhangi biri iyilik yaptığını görüyor onun. İnanılmaz değil mi bu? Hani “Para insanı değiştirir” derler ya, işte güç değiştirir, durumlar değiştirir, kendi durumun seni değiştirir, böyle olur diye. Burada ise Yusuf (as) insanlara “Ben hep olduğum gibiyim” demiyor bile, insanların kendisi onun değişmediğine şahitlik ediyor. Onlar onun geçmişini bilmiyorlar bile, yine de onu “muhsin” görüyorlar. Hapistekiler de onu tanımıyorlardı ama gözleyip “muhsin” dediler ona. Bu şunu söylüyor: Karakter içinde olduğun durumların ürünü değildir.
İnancımıza dayanan sağlam karakter, ihsan…
İnancımıza dayanan sağlam karakter, ihsan… Bu arada bu kelime, geçen bu iki yankı ifadesi Allah’ın bir ifadesini yankılıyor: “وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الْمُحْسِن۪ينَ” (Yusuf, 22) “İşte biz, iyilik yapanları böyle ödüllendiririz.” Allah demişti bunu, “En iyisini yapanları biz bu şekilde ödüllendiririz” İhsan yapanları. Yani birisi Allah’a karşı ihsan ile yaşadığı zaman, çevreleri, zorluk veya kolaylık, hapis hücresi ya da devlet ofisi herhangi bir şekilde ihsanını değiştirmiyor. Prensiplerini değiştirmiyor. Daha çok veya daha az iyilik yapma fırsatları olabilir, ama bir iyilik yapabiliyorlarsa, yaparlar. Yardım edebiliyorlarsa ederler. Ve buna yatırım yapıyorlar zaten. Buradaki de insanlara her fırsatta yardım eden bir adam. Eline geçen her fırsatta. O yüzden bunu kullanıyorlar.
Selamün aleyküm rabbim hizmetinizi daim kılsın inşallah artık PDF olarak paylaşılmayacak mı?
PDF olarak çıkartıp üzerinde notlar alarak çalışıyoruz çok istifadeli oluyor.