Bilal bin Rebah:
أحدٌ أحَد!
Halid bin Velid:
يُوشِكُ أنْ يَمُوت
Neredeyse ölecek.
Amr bin As:
أَيَّهُما تَعْني؟
Hangisini kastediyorsun?
هَذَا الْحَالُ أَخْرَجَ أَقْبَحَ ما فِي الرِّجَال
Bu hal insanların en kötülerini ortaya çıkardı
Halid bin Velid:
وَأَحْسَنَ ما فِيهِم
Ve de en iyilerini
مَنْ ظَنَّ أَنَّ بِلال إبْنِ رَباح عَبْدَ أُمَيّةِ بن خَلَفْ يَصْبِرُ صَبْرَ الرِّجال وَيَصْمُدُ صُمُودَ الْجِبال
Kim zannederdi ki Umeyye bin Halef’in kölesi Bilal bin Rebah adam gibi sabredecek ve dağlar gibi dik duracak?
إِنَّهُ وَاللهِ في رَقْدَتِهِ تِلْك أَقْوَى وَ أَعْظَمُ مِن إبن أُميّة سَيِّدِ جُمَح
Vallahi şu yatık vaziyetinde bile Cuma Efendisi Umeyye’den daha güçlü ve azametli.
أهُوَ الإسْلامُ يَفْعَلُ ذَلِك؟
Bunu yapan İslam mı?
Amr bin As:
لا تَسْأل سؤالًا يُحْرِجُكَ جَوَابُه
Cevabı seni zora sokacak sorular sorma
Ebu Cendel:
أتَرْجِعُ يا أَبَتِ؟
Dönmüyor musun baba?
Süheyl bin Amr:
الآن وَقَدْ أوْشَك؟
Bu kadar yakınken mi?
Ebu Cendel:
عَلى ماذ؟
Neye?
Süheyl bin Amr:
ما هِيَ إلاّ الْمَوت أَوْ يُعْطي
Ölmesine veya istediklerini vermesine.
Ebu Cendel:
وَهَلْ يَمْلِكُ مِثْلُهُ ما يُعْطِيه
Onun gibi birinin verecek nesi olur ki?
Süheyl bin Amr:
كَيْفَ تَفْهَمُ الْكلامَ يا أبا جَنْدَل؟
Lafı nasıl anlıyorsun ebu Cendel?
Ebu Cendel:
أَيّ مُتْعة في مشهد رجلٍ يموت
Ölmek üzere olan birini izlemenin ne zevki var
Süheyl bin Amr:
فُضول لا المُتْعة
Merak, zevk değil.
إلى أَين؟
Nereye?
Ebu Cendel:
لا مُتْعة لي وَلا فُضول
Ne merakım ne de zevkim var
Öncelikle elinize sağlık. Bu konuşmaları böyle aktarmak mükemmel bir iş olmuş. Yapan kişinin ne eli ne yüreği dert görmesin. Amin.. :))) Lakin لا تسأل سؤالا يحرجك جوابه nun tam tercümesi şöyle olmalıydı.
‘Seni zora sokacak şeyi sorma.’