ZAMAN VE İNSAN
Zaman; bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre demektir. Zaman kavramı dünyevi bir kavram olduğu için ahiret hayatı için geçerli değildir. Doğumdan ölüme kadar içinde bulunacağımız ve bizi büsbütün saran bir deryadır. Bizler böylesine büyük bir deryanın tam ortasında bulunan balıkçılara benzeriz, yaşamak için balık tutup yememiz gerekirken boş dururda işimizi yapmazsak sonumuz elbette ki bellidir. Allah-u Teala Kuran-ı Kerim’de ‘’Şu halde boş kaldığın zaman, durmaksızın ( dua ve ibadetle ) yorulmaya devam et’’ (inşirah 7) buyurarak boş vakit geçirmememizi istemektedir.
Boş vakitten kasıt sadece boş boş oturmaktan ziyade insanın yararına olmayan işlerle uğraşması da olabilir. Hele hele gençlik gibi zamanın en değerli olduğu bir çağda çokça balık tutup yarınlara selametle ve emin adımlarla yürümeliyiz. Gençliğimizi boş vakitlerle değil de mescitlerle, mekteplerle, defter ve kalemlerle süslemeliyiz.
‘’Dünya üç gündür; dün, bugün ve yarın. Dün geçti yarının geleceği belli değil. Öyle ise; bugünün kıymetini bil!’’ diyen Hasan-ı Basri hazretlerinin nasihatini iyi anlayarak sürekli hatırlamalıyız. Boş zamanın fenalığı için Ömer Arif’in ‘’İsrafın en çirkini zaman israfıdır’’ sözü ne kadar da manidardır…
İsrafların en çirkini olan zaman israfından ve bunun hesabını vermekten rabbimiz hepimizi beri eylesin. Zamanımızı boşa geçirmemek için Kuran-ı Kerim’in ilk namesi olan ‘OKU’ emrini hayatımıza nakşetmeli bol bol tefekkür ve zikir gibi amellerle ömrümüzün her anını değerlendirmeye çalışmalıyız. Efendimizin ‘’ İki günü eşit olan ziyandadır’’ sözünden gereği gibi çekinerek dünyamızı ona göre şekillendirmeliyiz. Ayrıca insanların ortalama 60-70 yıl yaşadıkları dünyamızda zamanımızın çoğunu uyuyarak değil Peygamber efendimizin ‘‘Allah’ım erken kalkan ümmetimin işini bereketli kıl!’ duasına erişme şerefine nail olma ümidiyle seher vakitlerini de elimizden geldiğince değerlendirmeye ve bunu sürekliliğe giden bir yolda gayretle ilerletmeye çalışmalıyız.
Boş zaman ile ilgili peygamber efendimiz “İki nimet vardır ki insanların çoğu bunlar hususunda aldanmıştır, kıymetini takdir edip onları değerlendirmekten mahrumdur. Bu iki önemli nimet; sağlık ve boş vakittir.” Buyurarak insanların çoğunun aldandığını belirtmiştir.
Allah-u Teala bizleri aldanmayan, anlayan ve yaşayan kullarından eylesin ‘‘Ve onlar ki, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler’’(Mü’minun/3) ayetindeki gibi ‘ONLAR’ zümresine bizleri de rahmetiyle merhametiyle nail eylesin.
Selam ve dua ile…
Muhammed Safa ULUSOY
