Er Riaye – Haris el-Muhasibi
Fedale b. Ubeyd’in (ra) naklettiğine göre, Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“…Mücahid, Yüce Allah’a itaat yolunda nefsinin isteklerine karşı mücadele eden kimsedir.” (İbn Hanbel, VI, 22; Tirmizi, Fedailü’l-cihad, 2)
Nefsimizin isteklerine karşı mücadele edebilmek için de sürekli bir muhasebe içerisinde olabilmeliyiz. Gerek yaşadığımız çağ gerek fıtratımız gereği nefsimizi hesaba çekebilmek bizim için oldukça zor olabiliyor. Özellikle sosyal medyanın etkisi ile kendimizi hesaba çekmekten ve öğüt almaktan çok, öğüt vermeye; kendi yanlışlarımızı görmekten çok başkalarının yanlışlarını görmeye meyilli oluyoruz.
786-857 yılları arasında yaşamış olan alim Haris el Muhasibi, Er Riaye adlı eserinde nefsimizi muhasebe edebilmenin yollarını bizlere anlatıyor. Rabbimizin kitabı ve Rasulu (sav)’in sünnetine uyabilmek için bize öğütlerde bulunuyor, karşımıza çıkabilecek engelleri anlatıyor ve bu engellerle mücadele yöntemleri sunuyor. Bu öğütlerde bulunurken, ayet ve hadislerle birlikte geçmiş alimlerin de görüşlerine yer veriyor. Kitabı okurken yüzyıllar önce yaşamış birinden ziyade sizi yakından tanıyan bir alimden öğüt dinliyor gibi hissediyorsunuz…
Er Riaye adlı eserden verimli dinlemeye dair bir misal:
“‘Çiftçi tohum ekmek için çıktı. Avcuna tohumları alıp serpti. Serptiği tohumların bir kısmı yolun kenarına kaçtı. Kuşlar yola kaçan bu tohumları götürdü. Bir kısmı da üzerinde az miktarda toprak ve nem olan sert kaya üzerine yayıldı. Bu tohumlar yeşerdi, kökü sert kayaya ulaşınca onu aşamadığından dolayı kurudu. Serptiği tohumların bir kısmı da dikenli, verimli toprak üzerine geldi. Tohum yeşerdi ancak dikenlere ulaşınca dikenler onu boğdu ve onu sararak telef etti. Diğerlerinin aksine tohumun geri kalanı yol üstünde olmayan, dikensiz, sert kaya yerine verimli toprağa denk geldi. Bu nedenle yeşerip büyüdü ve meyvesini verdi.’
Örnekte bahsedilen çiftçi; hikmet sahibini temsil eder. Tohumlar da hikmet ehlinin söylediği doğru sözlerdir. Yol üzerine kaçan tohumlar, sözü isteksiz dinleyen kimseye işaret eder. Şeytan kısa sürede o sözü kalbinden söküp alır ve unutturur. Tohumun sert kaya üzerine denk gelmesi; sözü dinleyip güzelliğini fark eden, ancak kalbinden amel etmeye azim olmadığından kalbinde yer etmeyen kişidir. Tohumların verimli ancak dikenli toprağa denk gelmesi; amel etmeye azmederek sözü dinleyen ancak şehvetlerle karşılaştığında onlara yenik düşüp azmi kırılan kimsedir. Bu kimse azmi kırılınca yapmak istediklerinden vazgeçer. Tohumların yol üzerinde olmayan, dikensiz, sert kaya yerine verimli toprağa gelmesi; sözü amel etmek niyetiyle dinleyen kimsedir. Bu, sözü doğru anlayan, sonra gerektiği zaman sözün gerektirdiğini sabırla yerine getiren ve şehvetlerine yenilmeyen kimsedir.”
Er Riaye
Haris el Muhasibi
Debir Yayınları
517 sayfa